Bilge Kedi.

Patilerimin üstünde merakla dolaşıp, yaşamı seyrederim ben.

Adım kedi. Hergün keşfe çıkarım.Kıyı köşe her yeri, gezerim. Hep daha uzağa, daha yükseğe. Görülecek o kadar çok şey var

ki. Hayat, denen bu dönme dolapta. İyi ki kelebek değilim. Miyav .Yoksa nasıl sığardı bu merak, bir kelebek ömrüne.

Felekten birgün çalıp, insanlara sokulurum bazen, beni

çok güldürürler. Bir de bana nankör derler, bencil olduğum söylenebilir ama nankör değilim. Böyle tepkiler veriyorsam, kesin onlardan öğrenmişimdir. Aslında bağıran bir kedi değilim. Sesim

çıkmaz. Gel gör ki, kuyruğuma basıldığında ambulans düdüğü

gibi olur, o sesim. Dokuz canlıyımdır. Ölür ölür yine dirilirim.

Mevsim bahar yada yaz. Günlerden meraklı pazar. Canım

sıkılıyor. Gözlerimi kısmış etrafı kolaçan ediyordum.Karşıda camı açık bir pencere, gördüm. Dışarıya yemek kokuları taşmış. Evde yeni gelin var herhalde. Miyav

Hop bahçeye atladım. Patilerimin ucunda sessizce ilerlerken

küçük bir sepetin içinde, yumurtalarla karşılaştım. Yeni gelin, bu yumurtalarla neler neler pişirecek.

Patimin ucuyla sepete dokundum. Miyav. Sepet devrildi.

Diğer yumurtalar sepetin içinde kalırken bir tanesi döne

döne geldi. Tam önümde durdu. Başımı uzatıp keyifle

kokladım. Sonra patimle azıcık iteledim. Sonra biraz daha.

İçinden bir ses geliyordu. Tık tık. Kulaklarımı diktim. Yanılmıyordum. Tık tık. İçinde ne vardı.? Meraktan

ölüyordum. Miyav.

Ben öyle dikkatle yumurtayı seyrederken, yumurtada

küçüçük bir çatlak oluştu. Tık Tık. Sanki yolda karabaşla

karşılaşmışım gibi çok heyecanlandım. Derken çatlakta

sarı bir civ civ kafası gördüm. Bir doğuma tanık oluyordum.

Varoluş'un başlangıcı..Miyav.

Cılız, cik cik sesi, gittikçe güçleniyordu. Göz göze geldik.

Hoşgeldin bebek.

Sezar