19 Aralık 2014 Cuma

OYA BAŞAR

AN'I

harıl harıl...evde  hummalı bir hazırlık..her yer pırıl pırıl...

benim doğduğum evin..iki kapısı vardı..

biri mutfağa açılan..servis kapısı diğeri de salona açılan sokak kapısı...kapı açılınca yemek odasının kocaman aynası
karşılar sizi...aynanın sol köşesinde uzun saçlı bir elini havaya kaldırmış.. bir kadın siületi ile...aynaya baktığınızda
burun buruna gelirsiniz..aynanın altında da boydan boya ceviz  içi hep lavanta kokan kapılı dolabı vardı..içinde
yemek takımları masa örtüleri peçeteler dururdu...
aynı zamanda yedi yaşlarında yaramaz sarıkafa birde oğlu vardı..zaman zaman o kapaklardan ikisini itinayla boşaltır..
münübüsçülük oynardı  bu yaramaz çocuk bir kapağın büyüklüğü ancak onun sığıcağı kadar olduğu için birine girer diğerine
uzanır ve bağırır..Aksaray..Aksaray..Beyazıt..

yine engüzel masa örtüsünü yaymış sebiş..bugün günü var..arkadaşları gelecek...eksikler tamamlanıyo..bir de  evde
halıların saçakları yıkanır ve de taranırdı..mangalı da yakmnış..çubuklarıda içine yerleştirmiş..ortalık mis gibi..kokuyor..eğlence çok..

neyse biz çocuklar odalarımıza..onlar günleriyle başbaşa kalırlar...salonun kapısı hafif aralık..yemek masasında
insanları görebiliyorum...bir genç kız çok güzel..mavi gözleri var kahverengi uzun saçları...aynı artistlere
benziyordu..ben 13 15 gibi olsam oda 20 olabilir..çok beğenmiştim...sonradan annesi olduğunu öğrendiğim..sarı saçlı
zarif bir hanımefendi onun burun ameliyatı olacağını anlatıyordu..o zaman katmerli burnu ilgimi çekti...ama
ben onu yine de beğenmiştim...bu kız  kim miydi..Oya Başar...
az evvel ekranda gördüğüm Oya Başar ın çingene hali bir anda bana bunları hatırlattı..ama çingene halide çok güzel..kutluyorum..yolu açık olsun...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder