25 Ağustos 2015 Salı

DELİ MAVİ



Eski ve yırtık ve solgun ve durgun
Ama duvarımda bak atamam sevdalı resimleri
Ah , zamansız eridik tükendik
Neden , böyle apansız kimlere yanildik ve eskidik

Son bakışın duruyor gözümde
Bir alev gibi deli mavi
Son gülüşün duruyor yüzümde
Çok sevenlerin deli hali

EYLÜL..


Eylülsem, istemeden kırılıyorsam bazen. Dağınık, renksiz bir mozayık gibiysem. Üstelik yalnızsam
bir de -telefonda kuş sesleri –
Aynalardan duvarlara bir üzünç akıntısı. Bu dünyada çekingen olmak çok iyi bir şeydir baylar.
edip cansever 




GÜLÜM





Akşam dalgalar vurur sahil boyuna vurur içimi yıkar
Siyah kelebeklerim uçar delice ahım ölüme kadar

Gönül acılar çeker yalnız başına yeter bu kadar yeter
Yarim bu günahların kalmaz yanına mevlam adamı yakar
Gülüm diye diye canım diye diye deli oldum ben
Canım bile bile gülüm bile bile kölen oldum ben

Adını yazmışlar gökyüzüne fırtınalar düşmüş kaderime
Yolumu çizmişsin sen yine emrin olur gülüm emrin olur

Adını yazmışlar gökyüzüne fırtınalar düşmüş kaderime
Yolumu çizmişsin sen yine emrin olur gülüm başüstüne

 Kayahan’ın

24 Ağustos 2015 Pazartesi

AH İSTANBUL




Uzanıp Kanlıca’nın orta yerinde bi taşa

Gözümün yaşını yüzdürdüm Hisar’a doğru

Yapacak hiçbir şey yok gitmek istedi gitti

Hem anlıyorum hem çok acı tek taraflı bitti

Bi lodos lazım şimdi bana, bi kürek, bi kayık

Zulada birkaç şişe yakut yer gök kırmızı

Söverim gelmişine geçmişine ayıpsa ayıp

Düşer üstüme akşamdan kalma sabah yıldızı

Ah İstanbul İstanbul olalı

Hiç görmedi böyle keder

Geberiyorum aşkından

Kalmadı bende gururdan eser

Ne acı ne acı insan kendine ne kadar yenik

Bulunmadı ihanetin ilacı yürek koca bir karadelik

Yapacak hiçbir şey yok gönül bu sevdi

Yeni bir ten yeni bir heyecan bilirim üstelik



Söz: Sezen Aksu

YAZ SICAĞI



 Gelibolu, sıcak yaz günü tam bir öğlen vaktinde karşımıza çıktı.Ayak üstü bir hasbıhalden sonra..abla bir dolaş ben..i ..sıcağa aldırma dedi..Eywallah..dedim.Taş sokalara seyirttik..Önce Gelibolu kalesi..Taş bina ..Piri Reis ten kalma, daracık merdivenler güzel bir deniz manzarası..İçerisi serin..tarih kokuyor..Dışarı çıktığımızda orda da trafiğin işkenceye dönüştüğünü gördük..İskeleye yürüyüp balıkçılarla balık konuştuk..balıkçılarla son çıkan ay fon konuşacak halimiz yok tu.sıcak çok fazla çünkü.. dostlukları hoşumuza gitti..Bizi Eylül ayında Lüfer e davet ettiler..

 sonra..dağlar,denizler..

tepe de bir kuşbakışı....

Mürefte..
pazar kurulmuştu orta da malum...üzümler..çok lezzetliy dii..
Ömer Hayyam demiş ki..
 Can bir şaraptır, insan onun destisi;
Beden bir ney gibidir, kan o neyin.. sesi.
Hayyam, bilir misin nedir bu ölümü varlık:
Hayal fenerinde bir ışık pırıltısı.


sokak arasında..bir şarapçı ve mahsenini dolaştım..








 bu resimleri çektim..şaraplar söyledikleri gibi içimi güzel hem de ucuz..tavsiye ederim..Mürefte de Bağ evi..diye geçiyor, gidin görün..Eylül de taze şarap içmeye davet ettiler..Gelibolu insanı daveti çok seviyor..